Antalya Ticaret Borsası (ATB) Haziran Ayı Meclis Toplantısı, ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu'nda yapıldı. Yönetimin 1 aylık çalışmaları ile tarım ve ticaret alanında yaşanan gelişmeleri aktaran ATB Başkanı Ali Çandır, konuşmasında İran-İsrail savaşının tarım ve turizm kenti olan Antalya’ya olumsuz etkilerini dile getirdi. Bölgemiz başta olmak üzere dünyada yaşanan savaşlar ve çatışmalardan coğrafi konumu nedeniyle ülkemizin de etkilendiğini vurgulayan Başkan Çandır, “Kentimizin tarım ve turizme dayalı yapısı da bu etkileri doğrudan hissetmektedir. Hatırlayacağınız gibi geçtiğimiz dönemlerde tarımsal ihracat ve turizmde ciddi kayıplar yaşamıştık. Özetle, bölgemizdeki istikrarsızlıklar ülkemizin sosyal ve ekonomik dengelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle ülkemizin, bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik diplomatik çabalarını denge politikası çerçevesinde yoğunlaştırması önemlidir” ifadelerine yer verdi.

ZEYTİNLİK ALANLAR MADENCİLİĞE AÇILMAMALI
Gündemi meşgul eden zeytinlik konusuna da değinen Başkan Çandır, zeytinlik alanlar başta olmak üzere, tarım arazilerinin madencilik ve açık saha madenciliğine ikame edecek düzenlemelerin bir süredir ülkemiz gündeminde yer aldığını belirterek, “Bu konuda görüşlerimizi ve önerilerimizi defalarca kamuoyuyla ve sizlerle paylaştık. Önümüzde iki seçenek bulunmaktadır: Birincisi; mevcut zeytin varlığımızdan ve tarımsal faaliyetlerimizden vazgeçip bu alanları madencilik faaliyetlerine açmaktır. İkincisi ise; zeytinliklerimizi ve tarım alanlarımızı koruyarak üretimi sürdürmek, maden ihtiyacımızı ise bu alanlar dışında, çevresel ve sosyal etkileri gözeterek karşılamaktır” dedi.
“TARIM, MADENCİLİĞE KIYASLA YÜKSEK KATMA DEĞERLİ BİR ALANDIR”
Madenciliğin süreli bir faaliyet olduğunu tarımın ise kuşaklar boyunca devam eden, sürekliliği olan bir üretim biçimi olduğunu belirten Başkan Çandır, “Yalnızca ekonomik açıdan yapılacak bir fayda-maliyet analizinde dahi tarım, madenciliğe kıyasla daha sürdürülebilir ve yüksek katma değerli bir alandır. Bunu her iki sektörün kilogram başına ihracat fiyatlarını karşılaştırarak da açıkça görebiliriz” diye konuştu.

KENTTEKİ BÜYÜME REEL BİR BÜYÜME DEĞİL
Başkan Çandır, 2025’in ilk beş ayında Antalya’da kurulan ve kapanan şirketlere de değinerek, “Kentte kurulan şirket sayısı yüzde 21 azalırken, kapanan şirket sayısı yüzde 46 artmıştır. Aynı dönemde ülke genelinde bu oranlar sırasıyla yüzde 10 azalış ve yüzde 21 artış şeklindedir. Kentimizdeki girişimcilik ikliminin ülke ortalamasına göre daha fazla baskı altında olduğu anlaşılmaktadır. Finansal göstergeler de benzer bir tabloyu yansıtmaktadır: Yılın ilk 4 ayında, çekle işlem hacmi kentimizde yüzde2 5, ülke genelinde yüzde 31 artmıştır. Protestolu senet tutarları kentimizde yüzde 46, Türkiye genelinde yüzde 165 artış göstermiştir. Karşılıksız çek tutarlarında ise kentimizde yüzde 21 azalış, ancak ülke genelinde yüzde 51 artış yaşanmıştır. Bu veriler, tüm zorluklara rağmen kentimizde borçlara sadakat oranının ülke ortalamasından daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bankacılık kredileri cephesinde ise: toplam krediler kentimizde yüzde 40, Türkiye genelinde yüzde 37 artmıştır. Ticari krediler kentimizde yüzde 52, ülkede yüzde 23 oranında artmıştır. Tarım kredileri kentimizde yüzde48, ülkemizde yüzde 47 oranında büyümüştür. Ancak bu artışlar, enflasyon oranı dikkate alındığında reel anlamda bir büyüme ifade etmemektedir. Bu durum, ekonomideki büyüme eğilimini zayıflatmakta ve iş dünyasının öz sermaye eksikliğini ve krediye bağımlı yapısını bir kez daha gözler önüne sermektedir” diyerek hem ulusal düzeyde hem de kentimiz özelinde, üretimi ve istihdamı önceleyen, sermaye yapısını güçlendiren, borçluluğu azaltan politikaların hayata geçirilmesinin artık bir zorunluluk haline geldiğini belirtti.
MUHABİR SİBEL YEŞİL




